Kalça çıkığı, uyluk kemiğinin (femur) baş kısmının kalça kemiğindeki yuvasından (asetabulum) tamamen çıkması durumudur. Bu durum doğumsal olarak (doğuştan kalça çıkığı – Gelişimsel Kalça Displazisi) görülebileceği gibi, travmatik nedenlerle (kaza, düşme, spor yaralanmaları) sonradan da meydana gelebilir. Kalça çıkığı, özellikle yeni doğan bebeklerde erken teşhis edilmediğinde yürüme bozukluklarına ve kalıcı iskelet problemlerine yol açabilir.
Travmatik kalça çıkıkları genellikle şiddetli ağrıya, kalça ve bacak hareketlerinde kısıtlılığa neden olur. Çıkık meydana geldiğinde kalça eklemi çevresindeki kaslar ve bağ dokular da zarar görebilir. Bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir ve çoğu zaman hastanede redüksiyon (eklemin tekrar yerine oturtulması) işlemi ile tedavi edilir. Gelişimsel kalça displazisinde ise tedavi yöntemi hastanın yaşına göre değişiklik gösterir; alçılama, ortopedik cihazlar ya da cerrahi müdahale gerekebilir.
Kalça çıkığının tedavi edilmediği durumlarda ilerleyen yaşlarda kalıcı topallık, ağrı ve hareket kısıtlılığı görülebilir. Bu nedenle bebeklerde rutin kalça ultrasonu taramaları büyük önem taşır. Erken teşhisle uygun ortopedik müdahaleler yapılarak kişinin yaşam kalitesi korunabilir ve ileri dönem eklem hastalıklarının önüne geçilebilir. Özellikle doğum sonrası kontrollerin aksatılmaması, kalça çıkığının önlenmesinde ve etkili tedavisinde hayati rol oynar.

Kalça Çıkığı Belirtileri Nelerdir?
Kalça çıkığı, doğumsal (gelişimsel kalça displazisi) ya da sonradan oluşan (travmatik kalça çıkığı) nedenlerle meydana gelebilir. Her iki durumda da belirtiler yaşa ve çıkığın şiddetine göre değişiklik gösterebilir. Ancak bazı ortak semptomlar sayesinde kalça çıkığı tanınabilir ve erken müdahale şansı doğar. İşte kalça çıkığının yaygın belirtileri:
- Bebeklerde Asimetrik Bacak Görünümü: Doğumsal kalça çıkığında, bebeklerin bacaklarında simetri bozulmuş olabilir. Özellikle bacak boylarında fark, bir kalçanın diğerine göre yukarıda durması ya da bir bacağın daha kısa görünmesi dikkat çeker. Bez değiştirirken kalçaların farklı hareket etmesi de uyarıcı bir belirtidir.
- Kalça ve Bacaklarda Hareket Kısıtlılığı: Kalça çıkığı olan kişiler kalçalarını normal şekilde hareket ettirmekte zorlanabilir. Bebeklerde bu durum bacakların yana doğru tam açılmaması şeklinde gözlenir. Yetişkinlerde veya çocuklarda ise yürüme esnasında ağrı ve tutukluk olabilir.
- Topallama ve Yürüyüş Bozuklukları: Kalça çıkığı olan çocuklar yürümeye başladıklarında bariz bir şekilde topallayabilir. Yetişkinlerde ise ani gelişen kalça çıkığı durumlarında yürümek oldukça ağrılı ve zorlayıcı hale gelir. İki taraflı çıkıklarda ördek yürüyüşü denilen salınımlı bir yürüyüş stili görülebilir.
- Kalça Ekleminde Ağrı ve Şişlik: Travmaya bağlı oluşan kalça çıkığında genellikle şiddetli ağrı, hassasiyet ve bölgesel şişlik ortaya çıkar. Kişi kalçasının üzerine basamaz hale gelir. Bu belirtiler acil müdahale gerektirir.
- Kalçadan Gelen Sesler veya Tıkırtılar: Özellikle doğumsal kalça çıkığında, bacak hareket ettirildiğinde “klik” sesi benzeri bir ses duyulabilir. Bu durum kalça ekleminin yerinden oynamasına işaret edebilir ve hekimin fiziksel muayenesinde tespit edilir.
- Oturuş ve Duruş Bozuklukları: Kalça çıkığı olan bebekler emekleme ve oturma aşamalarında diğer çocuklara göre daha geç ve dengesiz olabilirler. Özellikle tek taraflı çıkıklarda eğri oturma, kalçayı bir yana doğru kaydırarak oturma görülebilir.
Bu belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına başvurmak, erken tanı ve tedavi ile kalıcı hasarların önlenmesi açısından hayati öneme sahiptir.

Kalça Çıkığında Tedavi Yöntemleri
Kalça çıkığı, doğumsal ya da sonradan edinilmiş olabilir ve tedavi yöntemi çıkığın nedenine, hastanın yaşına ve çıkığın şiddetine göre değişiklik gösterir. Özellikle doğuştan gelen (gelişimsel kalça displazisi) vakalarda erken tanı, tedavinin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Kalça çıkığında tedavi süreci hem cerrahi hem de cerrahi dışı yöntemlerle planlanabilir.
- Pavlik Bandajı ve Ortez Kullanımı (Bebeklerde): Yeni doğan bebeklerde kalça çıkığı tespit edildiğinde, ilk olarak cerrahi dışı yöntemlere başvurulur. Pavlik bandajı, bebeğin bacaklarını doğal bir pozisyonda tutarak kalça eklemini yerine oturtmayı hedefler. Bu bandaj genellikle 6. ay öncesinde uygulanır ve kalça ekleminin gelişmesine fırsat tanır. Başarılı olduğu takdirde ileri müdahaleye gerek kalmayabilir.
- Kapalı Redüksiyon ve Alçılama: Pavlik bandajının yeterli olmadığı ya da daha büyük bebeklerde tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntemde kalça, anestezi altında manipüle edilerek eklem yerine yerleştirilir ve daha sonra alçı ile sabitlenir. Bu işlem “kapalı redüksiyon” olarak adlandırılır. Alçı genellikle birkaç ay boyunca kalır ve düzenli takiplerle kalçanın gelişimi kontrol edilir.
- Açık Cerrahi Müdahale: Eğer kapalı yöntemler başarısız olursa ya da çocuk daha ileri yaşta tanı almışsa, cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir. Açık redüksiyon denilen bu yöntemde, kalça eklemi doğrudan açılarak kemik ve yumuşak dokuların düzeltmesi yapılır. Gerekirse femur ya da pelvis kemiklerinde kesiler (osteotomi) uygulanarak uygun pozisyon elde edilir.
- Yetişkinlerde Cerrahi Seçenekler: Travmatik kalça çıkıkları genellikle acil müdahale gerektirir. Eğer çıkık tek başına yerine konulamıyorsa veya kıkırdak, bağ gibi yapılarda hasar varsa, cerrahi operasyon uygulanabilir. Yetişkin hastalarda ileri düzey kalça çıkıklarında kalça protezi ameliyatı da bir seçenektir. Bu sayede hem ağrı giderilir hem de hareket kabiliyeti geri kazandırılır.
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Cerrahi ya da cerrahi dışı yöntemlerin ardından kalça çevresi kasların güçlendirilmesi gerekir. Bu noktada fizik tedavi önemli bir rol oynar. Fizik tedavi ile hastanın yürüme, oturma ve hareket yetenekleri normale döndürülmeye çalışılır. Rehabilitasyon süreci bazen birkaç ay sürebilir ve sabır gerektirir.
- Düzenli Takip ve Radyolojik Kontroller: Kalça çıkığı tedavisinde en önemli konulardan biri düzenli takip ve görüntüleme yöntemleridir. Özellikle çocuklarda tedavi tamamlandıktan sonra uzun süre takip edilmesi gerekir. Ultrason ve röntgen gibi yöntemlerle kalça gelişimi izlenir. Yeniden çıkık ya da yetersiz gelişim durumlarında erken müdahale sağlanabilir.
Kısaca özetlersek; kalça çıkığının tedavisi, bireye özgü olarak planlanmalı ve bir ortopedi uzmanı tarafından yönetilmelidir. Erken müdahale, kalıcı sakatlıkların önlenmesinde hayati bir öneme sahiptir.
