Yüz felci, yüz kaslarını kontrol eden sinirlerin hasar görmesi sonucu, yüzün bir kısmında ani veya yavaş gelişen kas güçsüzlüğü ya da hareketsizlik durumudur. Genellikle yüzün bir yarısını etkileyen bu durum, hastanın mimik yapmasını, gözünü kapatmasını ya da gülümsemesini zorlaştırabilir. En sık görülen yüz felci türü, “Bell paralizisi” olarak bilinen ve nedeni tam olarak bilinmeyen, ani gelişen yüz felcidir.
Yüz felcine; viral enfeksiyonlar (özellikle herpes virüsü), travmalar, beyin tümörleri, inme, sinir iltihapları veya kulak hastalıkları gibi birçok farklı sağlık problemi sebep olabilir. Felç, bazen hafif bir kas zayıflığı şeklinde olabilirken, bazı durumlarda tamamen hareketsizlikle sonuçlanabilir. Erken teşhis ve tedavi, yüz felcinin kalıcı hale gelmesini önlemek açısından büyük önem taşır.
Tedavi süreci, felcin nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bell paralizisi gibi viral nedenli felçlerde kortizon içeren ilaçlar ve fizik tedavi genellikle etkili olurken, inme kaynaklı felçlerde nörolojik müdahaleler ön plandadır. Bazı hastalarda iyileşme süreci haftalar içinde tamamlanırken, bazı durumlarda iyileşme aylar sürebilir. Erken müdahale ve doğru tedaviyle yüz kaslarının yeniden hareket kazanması büyük ölçüde mümkündür.

Yüz Felcinin En Yaygın Belirtileri
Yüz felci, yüz kaslarını kontrol eden sinirin (fasiyal sinir) hasar görmesiyle ortaya çıkar ve genellikle yüzün bir yarısında ani kas zayıflığı veya hareketsizlik ile kendini gösterir. Bu durum, kişide hem fiziksel hem de duygusal etkiler yaratabilir. Yüz felcinin belirtileri, genellikle birkaç saat veya gün içinde ortaya çıkar ve çoğu zaman yüzün yalnızca bir tarafını etkiler. Belirtilerin şiddeti ve süresi ise altta yatan nedene göre değişiklik gösterebilir.
Yüz felcinin en yaygın belirtisi, yüzün bir tarafında ani kas zayıflığı veya hareketsizliktir. Bu durum, kişinin mimik yapmasını zorlaştırır. Örneğin, hasta güldüğünde yüzünün sadece bir tarafı hareket ederken, diğer taraf hareketsiz kalır. Göz kapakları düzgün kapanmayabilir ve bu da göz kuruluğuna ya da sulanmasına neden olabilir.
Bir diğer yaygın belirti ağız köşesinin sarkmasıdır. Felçli taraftaki ağız kasları zayıfladığı için, hasta konuşurken veya yemek yerken ağzının bir tarafından yiyecek veya sıvı akabilir. Bu durum hem konuşmayı hem de yeme-içme işlevlerini zorlaştırır. Ağızda kuruluk veya aşırı tükürük salgısı da eşlik edebilir.
Yüz felci olan kişilerde genellikle göz kapatma güçlüğü görülür. Gözün tam kapanmaması, gözün açık kalmasına ve bu nedenle kurumasına ya da enfeksiyonlara açık hale gelmesine yol açabilir. Bu yüzden göz damlaları ve göz koruyucu önlemler alınması gerekebilir. Gözde batma hissi ve yanma da sık yaşanan belirtilerdendir.
Kulakta ağrı veya seslere karşı hassasiyet (hiperakuzi) de yüz felcinin erken belirtilerindendir. Fasiyal sinirin bir dalı, kulağın içindeki bazı yapıların çalışmasından sorumlu olduğu için, bu bölgede ağrı veya uğultu hissedilebilir. Ayrıca, bazı hastalar tat duyusunda azalma ya da değişiklik fark edebilir. Bu durum, dilin ön kısmındaki tat alma hücrelerinin etkilenmesiyle ortaya çıkar.
Yüz felci belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve her belirti her hastada görülmeyebilir. Ancak yukarıda sayılan bulgular, en sık rastlanan ve hastalığın teşhisinde önemli rol oynayan belirtilerdir. Erken dönemde bir sağlık kuruluşuna başvurulması, yüz felcinin nedeni belirlenerek uygun tedavi sürecine başlanması açısından kritik önem taşır. Tedaviye erken başlanması, kalıcı hasar riskini büyük ölçüde azaltır.

Yüz Felcinde Tedavi Yöntemleri
Yüz felci, yüz kaslarını kontrol eden fasiyal sinirin hasar görmesi sonucu oluşur ve tedavi süreci felcin nedenine, şiddetine ve süresine bağlı olarak değişiklik gösterir. Yüz felci, genellikle ani gelişen (Bell paralizisi) ya da inme gibi altta yatan ciddi bir durumdan kaynaklanan bir hastalık olabilir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce doğru tanının konulması çok önemlidir. Yapılan fiziksel muayene ve bazı görüntüleme testleriyle yüz felcinin kaynağı tespit edilir ve buna göre bir tedavi planı hazırlanır.
İlaç tedavisi, yüz felcinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Özellikle Bell paralizisi gibi viral nedenli yüz felçlerinde, ilk birkaç gün içinde başlanılan kortikosteroid (kortizon) tedavisi iltihabı azaltarak sinirin daha hızlı iyileşmesini sağlar. Bunun yanı sıra, herpes virüsü kaynaklı felçlerde antiviral ilaçlar da reçete edilebilir. İlaç tedavisinde erken müdahale, iyileşme sürecini hızlandırır ve kalıcı hasar riskini azaltır.
Fizik tedavi ve yüz egzersizleri, yüz kaslarının yeniden çalışmasını sağlamak ve kas atrofisini önlemek açısından büyük önem taşır. Uygun egzersizlerle yüz kaslarına düzenli uyarı verilir ve kasların yeniden güç kazanması hedeflenir. Bu tedavi yöntemi sabır ve düzenli uygulama gerektirir. Uzman bir fizyoterapist eşliğinde yapılan yüz masajları ve elektrik stimülasyon uygulamaları da tedaviye destek olur.
Yüz felci olan hastaların çoğunda göz kapama problemi görülür. Göz tam olarak kapanamadığı için kuruma, kızarıklık ve enfeksiyon riski artar. Bu nedenle hastalara suni gözyaşı damlaları, göz merhemleri ve gece uyurken göz bandı kullanmaları önerilir. Bu koruyucu önlemler, göz sağlığını korumak açısından oldukça önemlidir.
Psikolojik destek, yüz felci geçiren bazı hastalar için gerekebilir. Yüzdeki ani değişim, özellikle sosyal yaşamda özgüven kaybına ve depresif duygulara neden olabilir. Bu durumda bireyin psikolojik olarak da desteklenmesi, tedavi sürecinin başarısını olumlu yönde etkiler. Psikolojik destek; bireysel terapi, grup terapisi veya danışmanlık şeklinde sağlanabilir.
Son çare olarak, felç kalıcı hale geldiyse ya da sinir hasarı ciddi boyuttaysa cerrahi müdahale gündeme gelebilir. Sinir onarımları, sinir greftleri veya kas transferi gibi yöntemlerle yüz kaslarına yeniden hareket kazandırmak mümkündür. Ancak bu tür ameliyatlar genellikle nadir durumlarda ve son seçenek olarak düşünülür. Erken teşhis, doğru tedavi ve düzenli takip ile yüz felci geçiren hastaların büyük bir kısmı tamamen iyileşebilir.
