Reaktif hipoglisemi, vücutta glukoz (şeker) seviyesinin ani ve aşırı düşmesine denir. Glukoz, vücudun enerji kaynağıdır ve beyinde çalışması için gereklidir. Reaktif hipoglisemi, normal şeker seviyelerinde bulunan ve beyinde çalışması için gerekli olan glukoz seviyelerinin aniden ve hızlı bir şekilde düşmesine neden olabilir.
Reaktif hipoglisemi, diyabetik hastalarda sıklıkla görülen bir durum değildir ve en sık aşırı kilo, iştahı kontrol edememe, aşırı alkol tüketimi, bazal insülin seviyelerinin aşırı yükselmesi, aşırı egzersiz veya birçok ilaç gibi faktörler nedeniyle veya oluşabilmektedir.
Belirtiler arasında; halsizlik, hızlı kalp atışı, ağız kuruluğu, terleme, titreme, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, kaygı veya panik gibi duygusal belirtiler yer almaktadır. Bu belirtiler, bel ağrısı, baş dönmesi veya bayılma gibi ciddi belirtilere kadar varabilir.
Reaktif hipoglisemi teşhisi, glukoz seviyelerinin ölçülmesi ve belirtilerin değerlendirilmesi ile yapılabilir. Tedavi, aşırı kilo verme, dengeli bir diyet, alkol tüketimini kontrol etme ve egzersiz programının düzenli olarak uygulanması gibi faktörleri değiştirmek veya ilaçlar kullanmak gibi yollarla yapılabilir.
Reaktif Hipogliseminin Sebepleri Nelerdir?
Reaktif hipoglisemi, vücutta glikoz (şeker) seviyesinin aniden ve hızla düşmesi sonucu oluşan bir durumdur. Reaktif hipoglisemi, genellikle insülin sekresyonunun fazla olması veya insülinin etkisinin gecikmesi sonucu oluşabilir.
Aşağıdaki faktörler reaktif hipoglisemi riskini artırabilir:
- Şeker hastalığı: Tip 1 diyabet veya tip 2 diyabet olan kişiler reaktif hipoglisemi riskini tetikler.
- Aşırı kilo ve obezite: Fazla kilolu olan kişiler, insülin direncine sahip olabilir ve bu da hastalığın oluşmasına neden olabilmektedir.
- İlaçlar: Bazı ilaçlar, glikoz seviyelerini düşürebilir ve reaktif hipoglisemi riskini arttırır.
- Alkol kullanımı: Alkol, insülin direncini artırarak reaktif hipoglisemi riskini arttırabilir.
- Stres ve uyku problemleri: Stres ve uyku problemleri, hormonların dengesini bozar ve reaktif hipoglisemi riskini yükseltir.
Reaktif hipoglisemi, belirtileri nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Belirtiler arasında baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, konsantrasyon bozukluğu, huysuzluk ve halsizlik sayılabilir.
Reaktif Hipoglisemi İçin Tedavi Yöntemleri;
Reaktif hipoglisemi tedavisi kişinin yaşam tarzı ve diyetine dayalı olarak değişebilir. Tedavi yöntemi olarak şu yöntemleri kullanabilirsiniz;
- Düzenli ve küçük yemekler: Kişinin düzenli ve küçük yemekler yiyerek vücutta glikoz seviyesinin kontrol edilmesi önerilmektedir. Porsiyonları küçültmeniz obezite de dahil olmak üzere pek çok sağlık sorununun önüne geçmenize de yardımcı olacaktır.
- Düzenli egzersiz: Düzenli egzersiz hipoglisemiye iyi gelebilir. Egzersiz vücuttaki insülin direncini artırarak, glikozun hücrelere daha verimli bir şekilde girdiğini sağlar. Ayrıca, vücutta enerji depolamasını artırarak hipoglisemi riskini azaltabilir. Ancak, egzersiz sırasında glikoz seviyelerinin dikkatli bir şekilde izlenmesi ve vücut reaksiyonlarına göre uygun bir şekilde egzersiz yapılması önemlidir. Egzersiz aynı zamanda vücuttaki stres hormonlarının seviyelerini de düşürerek hipoglisemi riskini azaltabilir.
- İlaç kullanımı: Bazı kişiler, insülin seviyelerini iç düzenlemek için ilaçla tedavi yöntemi kullanmak gerekir.
- Alkol kullanımını azaltmak: Alkol tüketiminin sınırlandırılması, reaktif hipoglisemi riskini azaltacaktır. Sağlığınız için sigara ve alkolden uzak durmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz.
- Stres ve uyku: Stres ve uyku problemlerinin çözümlenmesi, hormon dengesini düzgün hale getirdiğinden etkili bir tedavi yöntemi olarak sayılabilmektedir.
- Diyabet eğitimi: Kişinin diyabeti anlaması ve kontrol etmesine yardımcı olabilecek eğitim programlarına katılması tavsiye edilmektedir. Hipogliseminin yanı sıra bir çok sağlık sorununu da bu eğitimler ile aşmanız mümkün olacaktır.
Tüm tedaviler kişinin diyet ve yaşam tarzının değişmesi gerektiğini gösterir. Ayrıca, bir doktora başvurmadan önce belirtilerin nedeninin doğru olarak tespit edilmesi önemlidir.